TRAFİKTE KUL HAKKI

Blog Haberler

Yaya ve sürücü olarak trafik kurallarına riayet etmeyi, kanunlara riayetkâr vatandaş olmanın ötesinde, “kul hakkı” bağlamında da değerlendirmek gerekmektedir.
Trafikte biraz zaman kazanmak için yapacağımız bir manevra, karşı tarafın mağdur olmasına yol açıyor ise; konu “kul hakkı” çerçevesine dahil oluyor demektir. Karşılıklı ilişkilerde gayet insani tavır içerisinde iken, direksiyona geçildiğinde tanınmaz bir hale gelinebiliyor. Bu durum normal insanlıkla, hele hele Müslümanlık ile hiç örtüşmemektedir.

Direksiyon başında dikkat etmemiz gereken hususları kul hakkı bağlamında özetleyecek olursak: 

  • Arabaya Besmele ile biniyoruz.
  • Aynalarımızı vs. kontrol edip, KEMERİMİZİ BAĞLIYORUZ. (Burada kendimize ait kul hakkı devreye giriyor, vücudumuz bize emanet)
  • Besmele ile arabayı çalıştırıyoruz. 

GÖR – GÖRÜL KURALI GEREĞİ GÜNDÜZ DE FARLARIMIZI YAKIYORUZ.  (Kazaların önemli bir kısmı diğer aracın fark edilememesinden kaynaklanmaktadır. Bilhassa sollama veya gidişli – gelişli yollarda far önem arz etmektedir)

  •  M. Es’ad COŞAN (Rh. A.) Hoca Efendi’nin Hadis-i Şeriflerden öğrettiği (kendi el yazıları ile)

Bismillahirrahmanirrahîm
Subhanellezî sekharalenâ hazâ vemâ kunnâ lehu mugrinîn ve innâ ilâ rabbinâ lamungalibûn

Duasını okuyoruz.

  • Hareket edeceğimiz zaman, (muhataplarımızın görmesi için) sinyalimizi muhakkak veriyoruz.
  • Trafikteki en nazik insan olarak, mümkün oldukça yol veren biz oluyoruz.  Yolda yürürken, bir yere girip-çıkarken uyguladığımız nazik davranışlara, araç kullanırken de devam ediyoruz.
  • Önümüzdeki her aracı geçmek zorunda değiliz. Trafikte en hızlı olanlara madalya verilmediğini, o durumun ancak yarış pistlerinde geçerli olduğunu biliyoruz.
  • Kavşaklarda geçiş üstünlüğü bizim olabilir, fakat karşı taraf ısrar ediyorsa, yol verdiğimizde zarar etmiyoruz.
  • Kurp, kavşak gibi yerlerde şeridimizi takip ediyor, sağ veya solda ek (illegal) şeritler oluşturmuyor, oluşturulmuş olanlara da dahil olmuyoruz.

EMNİYET ŞERİDİ, NORMAL DURUMDA OLANLARA AİT DEĞİLDİR.  Gereksiz yere bu şeridi işgal ettiğimizde, birilerine tamiri imkânsız zararlar verebiliriz. Emniyet şeridini, elzemiyet harici kullanmaya hakkımız olmadığını biliyoruz.

  • Karşı taraftan veya arkadan gelenin hata yapabileceğini, dikkatli olamayabileceğini göz ardı etmiyoruz. 
  • Sinyal vermek gerektiğinde üşenmiyor, karşı tarafı (sürücü – yaya) kararsız bırakmıyoruz.
  • Mümkün oldukça korna kullanmıyoruz.
  • Telefonla (mecburiyet halinde) hoparlör, kulaklık vs. kullanarak kısa konuşuyoruz.  
  • Park ederken başkalarının da o park alanını kullanabileceğini, giriş-çıkışlara engel olmamamız gerektiğini, park alanını en ekonomik şekilde kullanmamız gerektiğini biliyoruz.
  • Kaldırım, yaya alanı, engelli rampası vs. gibi araba bırakılmaması gereken yerlere park etmiyoruz.
  • Her yerde olduğu gibi trafikte de çevremizi rahatsız etmemek için azami gayret gösteriyoruz.  
  • Aracımızın periyodik bakımlarını ihmal etmiyoruz. Özellikle egzoz dumanı ve gürültüsü ile çevremizi rahatsız etmiyoruz.

TRAFİKTE KUL HAKKInın; ödeşilmesi, helalleşilmesi çok zor haklardan olduğunu (akan trafikte muhataba ulaşmanın, onu bulmanın kolay olmadığını) biliyoruz.

  • Sıkıştığımız, bunaldığımız durumlarda yine M. Es’ad COŞAN (Rh. A) Hocaefendi’nin Hadis-i Şeriflerden öğrettiği

Ya Ricalallahi aıynunî Ya Ricalallahi aiysunî

Duasını okuyoruz.

Allah (c.c) her türlü kul hakkına girmekten, kazadan-beladan cümlemizi muhafaza eylesin.  Âmin.

Lütfi KARA